Nedir bu yalnızlık çabası?Neyin peşindesiniz olm siz? Farkında değiliz belki ama insanlar artık yalnızlığı marka haline getirdiler.Üstüne üstlük bazı insanlar da bunu herkesin giydiği Adidas mont gibi üzerine giymeye çalışıyolar.Yani nedir bunun adı? Özentilik.
Ne yani lan.Ne olsun istiyosunuz.Bir gün hepimiz kalabalığın arasına mı girelim? Tabi ki yalnız olcaz lan.Küçükken erkek kardeşimle korku filmi izlediğimizde tuvalete gitmekten korkardık.Biz de bi çözüm bulmuştuk.Beraber gider,beraber işerdik aynı deliğe.(Bu arada kardeşliğimizin boyut atladığı bi olaymış bu lan şimdi anladım ehehe.) Lan facebook,twitter,tumblr sizin siktirik yalnızlığınızın kahrını çekiyo yıllardır.''Hoffff çok yalnızım yhaa'' diyen kız,flörtleştiğin herife sıçarken bile mesaj yazmadın mı sen?
Gerçekten yalnızsanız paylaşım sitelerindeki arkadaş veya takipçi sayınız ne öyle,o kadar adamla bildiğin ordu kurulur lan.O sözde arkadaşlarınızın yarısını tanısanız,eve girmeyecek kadar yoğun birisiniz demektir.E zaten her baktığımda,her bi sikim yerde etiketlemiyo musun kendini Berkecan'la Gülsu'yla?
Olum senin neren yalnız.Sürekli kaybedenler kulübü havaları.O adamlar bi zamanların bohem kuşağıydı eyvallah.İnternet boku yoktu o zaman.Çok büyük saygım var,bi akım başlattılar o da 90lar gibi bitti mına koyim.Yada senin dilinde nasıl söylenir ''Radyodan check-in yapamazsın canıms.''
Gerçekten yalnızsan eğer,konuşabildiğin kişi sayısı Hadise'nin dansçılarının sayısını geçmez.Senin Ask.fm diye bi felsefen var.Senin ojenin renginin tonunu merak eden salak insanlar varken sen nasıl yalnızsın.Senin kimseyle öpüşüp öpüşmediğini sana :))))) yavşak ifadesiyle soran insanlar varken sen nasıl bi buhran içindesin.Ulan benim yatağımın da bi tarafı soğuk oluyo,ben de kıllı bacaklarımı sürte sürte ısıtıyorum yatağın soğuk tarafını.Seninkini kimin ısıtmasını bekliyosun? Sen nasıl bi kariyer sahibi,karizmatik iş adamı pozuna bürünmüşsün öyle?
Git la burdan! İnsan sizi görünce yalnız olası geliyo.Ama gerçekten yalnız.Sizin gibi yalnızlığını deri çantasında taşıyıp,alışveriş merkezinin tuvaletinde çantadan çıkarıp facebookta reklam yapmak değil.O asfaltların dili olsada konuşsa.
Ne de olsa sürtüklüğünüzün tek şahidi o asfaltlar.Pardon bir de foursquare.
30 Aralık 2012 Pazar
25 Aralık 2012 Salı
Madalyonun İki Yüzü
A şehrinden B şehrine giden otobüs bile çok duygu uyandırır insanlarda.Mesela otogara giren bir otobüs; otobüsün şoförü için mola vakti,otobüsü bekleyen yolcu için gitme vaktidir.
Bir sigara bazı anlarda o kadar değerlidir ki,verdiği zarar akla bile gelmez.O sigara ünlü iş adamı için,servet değerindeki yemeğini yedikten sonra keyif vakti,yine az önceki yolcu için ayrıldığı şehirde son sigarasını içme vaktidir.
Bir mektup zarfı; cezaevinde yatan bir mahkum için mutluluk vakti,borç batağında olan bir aile babası için üzülme vaktidir.
Yağmurlu bir gece o kadar manidardır ki; kocasından dayak yeyip sokağa atılan bir anne için çare arama vakti,genç bir öğrenci için bu yazıyı yazma vaktidir.
Ölüm o kadar iki yüzlüdür ki; babası 18 yaşındayken ölen bir genç için sorumluluk vakti,bir diktatörün ölümü Alman yahudiler için bayram vaktidir.
Alkol o kadar şerefsizdir ki; babası alkolden ölen bir genç için hüzün,bir sürü sıkıntı çeken bir baba için kurtuluş demektir.
Kırlarda uçan bir kelebeğin kanat çırpışı; kırlarda uzanan iki sevgili için aşk vakti,bir fotoğrafçı için iş vakti,dünyanın öbür ucundaki bir ülke için fırtına vaktidir.
Bir sigara bazı anlarda o kadar değerlidir ki,verdiği zarar akla bile gelmez.O sigara ünlü iş adamı için,servet değerindeki yemeğini yedikten sonra keyif vakti,yine az önceki yolcu için ayrıldığı şehirde son sigarasını içme vaktidir.
Bir mektup zarfı; cezaevinde yatan bir mahkum için mutluluk vakti,borç batağında olan bir aile babası için üzülme vaktidir.
Yağmurlu bir gece o kadar manidardır ki; kocasından dayak yeyip sokağa atılan bir anne için çare arama vakti,genç bir öğrenci için bu yazıyı yazma vaktidir.
Ölüm o kadar iki yüzlüdür ki; babası 18 yaşındayken ölen bir genç için sorumluluk vakti,bir diktatörün ölümü Alman yahudiler için bayram vaktidir.
Alkol o kadar şerefsizdir ki; babası alkolden ölen bir genç için hüzün,bir sürü sıkıntı çeken bir baba için kurtuluş demektir.
Kırlarda uçan bir kelebeğin kanat çırpışı; kırlarda uzanan iki sevgili için aşk vakti,bir fotoğrafçı için iş vakti,dünyanın öbür ucundaki bir ülke için fırtına vaktidir.
BİZ NAPIYOZ LA BU HAYATTA?
''Biz napıyoz la bu hayatta? Birileri demiş, sınırları çizmiş, burda yaşıyacan demiş. Birileri demiş ki bu maaşı alıcan demiş, bu okula gidicen demiş, bunlara karşı çıkmıcan demiş.Amına koyim bunların hepsi ben söylemeden önce, ben yapmadan önce birileri tarafından söylenmiş. Ben istemedim ki bunların hiçbirini?''
Demiş Behzat Ç. abimiz.
Aslında yaşadığımız çağa bakarsak çok abartılacak bi söz değil.Çünkü (yıl olmuş) 2012 yılındayız ve bundan ebesinin amı yıl önce de sorulan bi soru bu.He şimdi gelelim asıl soruya.Madem bu siktiğimin sorusu asırlardır soruluyo,neden cevabı yok? Veya neden cevap olarak kabul edeceğimiz tatmin edici mazeretler yok?
Çünkü götün yemiyo bu soruyu sormaya ki cevap alasın.Götün yemiyo bu soruyu sormaya ki sen daha soruyu sormadan sana sikindirik mazeretler sunmuşlar ve sende onları gerçek cevaplar olarak kabul etmişsin.
Kitaplar,ansiklopediler,belgeseller güçlünün güçsüzü ezmesini,doğanın kanunu olarak gösterir.Bir yandan da ''insanoğlu doğası gereği sorular sorar,yaşamını sorgular,kendini sistemde bir yere koymaya çalışır'' der bu kitaplar.Yani diyo ki; istediğin kadar sorgula hayatı,götünü yırt,ilk bulduğun tepeye çıkıp seni yenecem sistem diye bağır.Sistem önceden belli,sen zaten ezileceksin Ziyaa.Bu bağırmaların sana tanınan formaliteden haklar Ziyaa.Sigaraya %40 zam da geliyo yarrağı yedin Ziyaaa diyo.
Soru sormak eskide kalmış bence.Artık sana kendi istedikleri cevabı verenlerden,gerçek cevapları sike sike alma devridir.Tabi eğer bi cevap istiyorsan Ziya.Sana illa ki Pantera dinle,sokağa çık,al eline tuğlayı,önüne gelenin pekmezini asfalta dök demiyorum.Ama bi kez olsun çık şu internet kafeden Ziya.Yanlışlıkla da olsa kütüphaneye gittiğinde ''Pardon gardeş burda vayfay var mı'' diye sorma be Ziya.
Ziyaa yapma Ziyaaa
http://www.youtube.com/watch?v=OXIBJQhGytQ
24 Aralık 2012 Pazartesi
Biraver
Üniversitede öğrencisindir.Baya bir arkadaşın vardır yurttan,okuldan.Ama bazen tek başına gidersin içmeye.Neden mi? Nedenini bilemezsin ama gidersin işte.Bi biraver söylersin kendine.Daha üçüncü bardakta,yalnız içmekten sıkılacağını bile bile söylersin.Sanki önüne bir buçuk porsiyon iskender gelmiş gibi sıvarsın kolları başlarsın içmeye.Dediğim gibi o biraver dağ gibi görünür gözünde.Bitiremezsin bazen.
Bazen bir arkadaş edinirsin.Çok kafadarsınızdır.Çok iyi anlaşırsınız.Aynı müziği dinler,aynı filmleri sever,aynı telden çalarsınız.Bir iki hafta takılırsınız.Sonra bakarsın ki o heriften bir sik olmazmış.İstediğin kadar aynı ol.Onunla arkadaşlığın aynı müzikten aynı filmden ibaretse,sikeyim öyle arkadaşlığı.
Yine öğrencisin tamam mı.Gittin yine aynı bara tek başına.Söyleyeceksin bir biraver.Diyosun ki ''oh lan yalnızlığın tadına varayım bu gün''.Sanki her gün hayatın tadına varabilirmiş gibi.Sanki her gün yalnızlık,tadını kaçırmazmış gibi.Neyse,gelir biraver yine önüne.Tam başlayacaksın,kapıdan içeri aylar önce gördüğün,pek muhabbetin olmadığı,aranızda ortak konuşulacak tek şey ''akşam Messi'nin attığı gol'' olduğu arkadaşın girer.O adam saftır ama iyi niyetlidir ki gelir yanına selam verir sana.Ulan tam başlayacaksın biraya,keyfini kaçırdı pezevenk,değil mi? Peki bir şey sorcam.Yalancıyı dilenci mokoko?
Sen yine o biraveri tek başına bitiremeyeceğini bilirsin.O adam geldi ki,o biraver bitti.Senin tumblr'a yazdığın yalnızlık saçmalıklarınla bitmedi o biraver.O biraver o herifle sohbet ederken bitti.O herife şükret ki,boktan giden hayatını bu akşam o kurtardı.
Benim de biraver gibi arkadaşlıklarım oldu.Kimisi bitmedi,kimisinin bitmesini istemedim.Bazen götüm kalktı tekila içtim.Ama sonra döndüm biraya.
Çok düşününce hayat da biraz biravere benziyo lan aslında.Bazen bitiremezsin,bazen bitmesin istersin.Ama şunu unutma,hesap her zaman götüne girer.
Bazen bir arkadaş edinirsin.Çok kafadarsınızdır.Çok iyi anlaşırsınız.Aynı müziği dinler,aynı filmleri sever,aynı telden çalarsınız.Bir iki hafta takılırsınız.Sonra bakarsın ki o heriften bir sik olmazmış.İstediğin kadar aynı ol.Onunla arkadaşlığın aynı müzikten aynı filmden ibaretse,sikeyim öyle arkadaşlığı.
Yine öğrencisin tamam mı.Gittin yine aynı bara tek başına.Söyleyeceksin bir biraver.Diyosun ki ''oh lan yalnızlığın tadına varayım bu gün''.Sanki her gün hayatın tadına varabilirmiş gibi.Sanki her gün yalnızlık,tadını kaçırmazmış gibi.Neyse,gelir biraver yine önüne.Tam başlayacaksın,kapıdan içeri aylar önce gördüğün,pek muhabbetin olmadığı,aranızda ortak konuşulacak tek şey ''akşam Messi'nin attığı gol'' olduğu arkadaşın girer.O adam saftır ama iyi niyetlidir ki gelir yanına selam verir sana.Ulan tam başlayacaksın biraya,keyfini kaçırdı pezevenk,değil mi? Peki bir şey sorcam.Yalancıyı dilenci mokoko?
Sen yine o biraveri tek başına bitiremeyeceğini bilirsin.O adam geldi ki,o biraver bitti.Senin tumblr'a yazdığın yalnızlık saçmalıklarınla bitmedi o biraver.O biraver o herifle sohbet ederken bitti.O herife şükret ki,boktan giden hayatını bu akşam o kurtardı.
Benim de biraver gibi arkadaşlıklarım oldu.Kimisi bitmedi,kimisinin bitmesini istemedim.Bazen götüm kalktı tekila içtim.Ama sonra döndüm biraya.
Çok düşününce hayat da biraz biravere benziyo lan aslında.Bazen bitiremezsin,bazen bitmesin istersin.Ama şunu unutma,hesap her zaman götüne girer.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)